Denemek, bir yönüyle teşebbüs etmeye diğer yönüyle de tecrübe etmeye dayanan sınamacı bir kavrama denk düşüyor. Bu referanslardan ilkinde kişi kendisini başarılı olma amacıyla sınamaya kalkarken aynı zamanda kendisini harekete geçiren güçlü bir motivasyona sahip olduğu izlenimini içerisinde barındırıyor. Bu güçlülüğü açıklamak gerek. Her zaman neşe dolu bir kalkışmadan bahsetmiyorum “güç” derken. Hatta çoğu zaman yılgınlık içerisinde bir teşebbüs etme halinden bahsediyorum. Müteşebbislerin çoğu pek çok denemelerinde başarısız olmalarına rağmen ve belki de bunun sayesinde bir sonraki teşebbüslerine daha yılgın fakat daha sağlam bir inanışla kalkışabiliyor. Başarılı olma uğrunda yola çıkılan bu kalkışma, her başarısızlıkla birlikte daha az kaygının var olduğu bir dünyaya doğru adım adım ilerlememize olanak veriyor. Bu olanağı tutmuş bir girişim (herhangi bir şey olabilir) sahibinin tutmamış girişimlerinden neşeyle bahsetmesinin ardında kolayca görebilirsiniz. Hatta belki de gururla bahsetmesinin ardında kendisi gibi olmayanlara, bir şeylere kalkışma konusunda kaygıları olanlara, bildiği bir şeyi aktarmak olduğunu söylemek oldukça kolaya kaçmak olur. Bu gurur perdesinin arkasında saklanan korkularımın üstesinden geldim tavrının “siz de üstesinden gelebilirsiniz” demek olabileceği gibi “bu kaygılardan arınmış noktaya ulaşmak için elinizde bulunan kısıtlı saygıdeğer imajı da riske atabilecek bir hayalperest olmayı kabul edebilecek cesarete sahip olmadığınız için kendimi sizinle bir tutmuyor ve dahası kendime hak görerek üstten konuşmayı tercih ediyorum” demek olabileceğini de pek ala söyleyebiliriz. Tevazu ile gelen bu kibrin kendisini denemek isteyenler için ne kadar heves kırıcı olduğunu söylemekse, tevazusunu kasıtlı olarak böyle bir amaca yöneltenlere haksızlık değil tam tersi onları da bunun farkında olmaya davet edecek bir dürüstlük olacaktır. Kişinin bir teşebbüse kalkışırken (herhangi bir şey olabilir) neyi kaybedeceğinin hesabını ancak kendisi yapabileceği için, başka birinden gelecek motivasyon cümleleri de aydınlanmış ve aydınlanmasını doğal olarak bunu deneyimlemeyenlere açıklayamayan bir keşiş gibi hem kaygı hem de iktidar devşirecektir. Amacı bu olmasa bile. Bu nedenle deneyim kendisini sınamak isteyenler için ancak dışsal bir süreçle başlamış olabilir. Başka birinin başarısı üzerinden kendi başarı ihtimaline referans vermek kendisinin olmayan bir ideali, kendisinin olmayan bir girişimle deneyimlemek olacaktır ki bu girişim boşuna ve faydasızdır. Kişinin psikolojik geçmişinden ve hayattaki motivasyonlarından bağımsız olamayacak bu deneyim durumu ancak kişinin kendisi tarafından bilinebilecek ve açığa çıkarılabilecek bir aksiyondur. Elbette denemek güzeldir buna şüphe yok. Fakat bu kendini deneme halini salt başarılı olmak amacıyla ortaya koymak, sıklıkla başkasının hikayesine referans verecektir bunu da gözden kaçırmamak gerek. Gerçek bir deneyim için istenilen şeyin ne olduğuna çok iyi karar vermek gerekir. Bu durumda ise istenilen şeylere kararı nasıl verdiğimize ve özgür iradenin gelecek yıllarda sıklıkla tadımızı kaçıracak konseptine bağlanmamız gerekir. İstediğimiz şeylerin kararını verebildiğimize inandığımız sürece bu deneyim sürecini bu ‘inanç’la geçirebiliriz.
Referansların ikincisinde ise denemek motivasyonunun kendisi tamamen bir arayışla örtüşüyor. Nasıl ki ilk referans noktasında ulaşılması gereken bir hedefe doğru, başkaları tarafından daha önce hayali kurulmuş, köşe taşları yerleştirilmiş yollardan gidip başarılı olmak hayali kuruluyorsa bu yoldaki başarının örtüştüğü kavram da arayışın hem hayal hem hakikat olması üzerinden kuruluyor. Ne aradığını bilmenin, çoğu zaman en çok özenilen ve hayatımızı anlamlandıracağına inandığımız mutluluğa götürecek yol olduğu düşünülse bile belirsiz bir hedefe doğru deneyimler denizinde boğulana kadar kulaç atıp yorgun düşmek ve sonunda o kaçınılmaz sona ulaşmak gerçek deneyimin kendisi olmalı. Boşunalık anlam katmak için uğraştığımız hayatlarımız ve deneyimlerimiz için en boşuna olmayan kavram olabilir. Hiçliğin ötesinde bir şey olmaması gibi boşunalığın ötesinde de bir değer olmayabilir. Bu türlü bir kendini sınama yolu hem arzulanacak hem korkulacak bir yoldur elbette. Sonunda varılacak bir yol olmaması, hem o yolun kendisinin her an durmadan sonsuz bir tekrar içerisinde her an varılan bir hedef olması hem haz dünyasını baştan sona yıkıp yıkıp tekrar kuran sonsuz bir döngüden ibaret olması bütün kışkırtıcılığıyla tecrübe etmenin arzusundan kopmamızı engelliyor. Bu tür bir motivasyonun içsel olmak dışında bir olanağı elbette yoktur. Instagram ekonomisinden bahsetmiyorum. Mutlaka bu deneyimin pazarlanabileceği ve satılabileceği pek çok alan kendisini böylesi büyük bir motivasyon yuvasından uzaklaştıramayacaktır. Daha çok gezmek, daha çok partnerle seks yapmak, daha çok vb. ile bir tüketim toplumu dizayn etmenin pek çok kolay yolu var. Bahsettiğim deneyim bu kontrol araçlarının radarına takılmadan kendine doğru bir keşif gerçekleştirmenin yolculuğu olacaktır. Popüler deyimle bu yolun sonunda “yıkık” olarak değerlendirilebileceğiniz gibi deneyimlerinizden kazanacağınız hayranlıkla bir “keşiş” olarak da algılanabilirsiniz. Bu yönüyle de kişiyi bu yoldan alıkoyan yine toplumun karşısında kaybedeceğini sandığı kişisel markası olacaktır. Her şekilde deneyim, kişinin ne kaybedeceğine kararı ancak kendisinin verebileceği ancak bazen içsel bazen dışsal kaygılarla ortaya çıkacak ve sonunda mutlaka dışsal bir kaygıya bağlanacaktır. Bundan kaçmak kendinden kaçmaktır.